Ortaya Karışık: Ders Çalışmak

1

Kendimi değiştirdiğimden beri yaklaşık 1 sene geçti ve artık bu konuda biraz konuşabilirim diye düşünüyorum. Ders çalışmak, ödev yapmak gibi etkinlikler sistem tarafından bize çok küçük yaşlardan beri dayatıldığından maalesef çoğu zaman zulümmüş gibi yapılıyor. Final haftası son gün çalışmalar, KPSS gibi sınavlara son 7-8 ay bakmalar falan. Ama hayatın her alanında olduğu gibi bunun da belli bir programla yapılması gerekir. Örneğin; futbolda bir takımın bir kupa finaline kaldığını varsayalım. Ve bu takım tüm çalışmalarını son güne bırakmış olsun. Sizce başarı gelir mi? Ama bu aynı şey değil dediğinizi duyar gibiyim evet kulvarlar, teknikler farklı ama tema aynı. Başarı istiyorsanız bir program yaratmalısınız. Evet yanlış duymadınız! Bulmak değil yaratmak. Çünkü kendinizi en iyi kendimiz tanırız. Bir hedef koyulmalı ve bu hedefe giden yol için yapılacaklar, vazgeçilecekler belirlenmeli. Belirlenecek ki beynimiz buna kendini koşullasın. İsterseniz ufaktan bu program geliştirme kısmına, kendimden ve çevremden gördüğüm örneklerle geçelim.

1.Adım: Hedef

İlk olarak ne için çalışacağımızı, ne kadar süre ayıracağımızı ve başardığımızda neler olacağını somut bir şekilde ortaya koyup yazıya dökmeliyiz. Çünkü plan ya da fikir olarak beynimizden bir süre sonra uçup gidecektir. Ve bunu çok kez duymuş olsanız da bir kez daha söylememde fayda var. Lanet olası hedeflerini kendine saklamalısın! Çünkü insan dünyadaki en bencil hayvandır ve kendi başaramadıkları şeyleri sizin de başaramayacağınızı düşünürler. Bu en yakınınızdaki insanlar dahi olsa böyledir, değişmez.

Hedefinizi belirlediniz. Şimdi sıra bu hedef için feda edeceklerinize geldi. Dışarı çıkmak, sosyal medya, oyunlar vs. gibi fedalar. Bazı şeyleri kaybetmeden ya da gitmelerine izin vermeden başarıya ulaşmak çok zor. Kendinizi bir hedefe adadıysanız onla yaşamalı, nefes almalı ve onla uyumalısınız. Kısacası takıntılı olmalısınız. Takıntılı olmak çoğu zaman zararlıdır ama hedeflerine takıntılı olmak kadar faydalı bir şey yoktur. Tarihi değiştiren insanlar ruh hastası seviyesinde takıntılı insanlardır. Kendinize bir rol model bulun. Bu bir sporcu, sanatçı veya bir lider olabilir. Ama en önemli olan bir savaşçı olması. Zorda kaldığınızda acaba o olsa ne yapardı diye düşünüp kendinizi rahatlatabilirsiniz.

2

2.Adım: Program Oluşturmak

Hedefinizi buldunuz kendini ona koşulladınız. Güzel, artık bir program oluşturmaya hazırsınız. Programı oluştururken en önemli şey gerçekçi olmak. Yıllardır ders çalışmamış bir insanın “Her gün 8 saat çalışacağım!” demesi ve üstüne üstlük bunu yapmaya çalışması, komik bir çabada öteye gidemez. Gerçekleştirse bile sürekliliği olmaz, hızlıca yolundan sapar. O yüzden önemli şey kendinizi tanımanız ve kendinizi adım adım, santim santim hatta gerekirse milim milim geliştirmek. Bu hususta en önemli nokta: sabırlı olmak. Çünkü aceleye getirilmiş bir program fazla uzun soluklu olmayacaktır. Aynı aceleyle yapılmış bir binanın uzun süre ayakta kalamayacağı gibi. Unutmayın ki tarihin gördüğü en büyük devlet olan Roma İmparatorluğu bir günde kurulmadı. O yüzden bu adımı yavaş yavaş deneye deneye halledeceğiz.

Kendi içinize bir yolculuk yaptınız ve deneyerek hedefinize ayırabileceğiniz süreyi buldunuz. İşte bundan sonrası sizin için çorap söküğü gibi gelecektir. Hedef kısmında da dediğim gibi mental anlamda sağlam bir karakter ortaya koymalısınız. Çünkü buna mecbursunuz. Çevrenizdeki insanlar sizi her anlamda zorlayacaktır. Size inanmayan yakınlar, değişiminizi kendileri adına olumsuz gören arkadaşlar ve ona artık zaman ayırmadığınızı söyleyen bir sevgili.-bu sonuncu hiç olmasa daha iyi 🙂 Bu noktada en önemli tavsiye kendinize inanın. Yapabileceğinize tüm kalbiniz ve bilincinizle inanın. Kafanızda başardığınızda neler olacağını hayal edin. Yapacaklarınızı hayal edin. Aynı atletlerin koşacakları parkurları beyinlerinde koşmaları gibi. Sizde çalışmanızı sık sık kafanızda yapın. Buna günlük 5-10 dakikanızı ayırın.

Gerçekçilik dedik, mental güç dedik artık geriye programı yapmak kaldı. Kendimce tavsiyeler verebilirim. Onlara ne kadar uyarsınız ya da uyabilirsiniz bilemem. Ama bazı genel geçer şeylerden bahsetmeden de olmaz. En önemlisi sizi yolunuzdan alıkoyacak tetikleyicilerden uzaklaşmalısınız. Nedir bu tetikleyiciler? Alkol, sigara, aşırı derece pornografi, video oyunlar, diziler, yabancıların junkie food dediği paketlenmiş, hazır çöp gıdalar ve aşırı şeker tüketimi. Eh ne kaldı ki diyebilirsiniz ama tüm bu saydıklarım ilk olarak vücudu sonrasında ise beyninizi yani en değerli hazinenizi yorarlar. Bir kavanoza önce kum, sonra ufak taş koyarsanız büyük taşlara yer kalmaz. O yüzden önce büyük taşları yani öncelikleri sonra küçükler en son da kumu koymalısınız. Zamanınızı en iyi bu şekilde yönetebilirsiniz. Beyin bu yoldaki en önem göstermeniz gereken yoldaşınız. Onu zinde tutmalı ve gereksiz aktivitelerle yormamalısınız.

İnsan vücudu 22.00-23.00 sularında uyumaya göre programlanmış bir yapıdır. Vücut en iyi melatonini yani uyku hormonunu 22.00-02.00 arasında salgılar. Oturmuş bir uyku düzeniniz yoksa ilk etapta değiştirmek zor olacaktır ama en az 5 gün içinde oturtmuş olursunuz. 22.30 da uyudunuz diyelim. Ve 8 saat deliksiz bir uykuyla 06.30 da uyandınız. Neler yapabileceğinizi düşündünüz? İnanılmaz bir vaktiniz olacak ve aynı zamanda da bunları yapmanızı sağlayacak ekstra zinde bir zihin.

3

3.Adım: Çalışmak

Hedefi belirledik, programı da yaptık geriye kaldı somut adım olan çalışmaya başlamak. Çoğu kişi için en zor kısım bu gibi gelse de bana sorarsanız en kolay kısım bu. Kendinize bir hedef belirleyip bunun için de bir yol çizdiyseniz zaten siz artık olmuşsunuzdur. Çalışmak en kolay kısımdır. Ama çok çalışmak değil. Akıllıca çalışmak önemli olan. Tabi ki çok çalışmalıyız ama 8-10 saatlik dağınık ve plansız bir çalışma yerine 3-4 saatlik düzgün bir çalışma periyodu daha yerinde olur.

Plan dedik düzgün dedik o zaman pomodoro tekniğinden bahsetmeden olmaz. Kendim de KPSS ye hazırlanırken kullandım ve aşırı derecede verim aldım. Tekniği internette ya da sözlükte aratarak bilgi sahibi olmanız en fazla 5 dakikanızı alacaktır. Hiç sıkılmadan tek oturuşta 6-8 saatlik çalışmalar yapabileceğiniz çok verimli bir teknik. Lakin bu teknik sizi yataktan kaldırıp ders çalıştırmaz sadece zaman yönetimi anlamında ve odaklanma anlamında çok faydasını göreceksiniz. Diğer bir teknik Feynman Tekniği. Bunu ise okulda final haftasında kullandım. Özellikle sözel yani ezberlemek zorunda olduğum dersleri öğrenmem konusunda bana yardımcı oldu. Fizikçi Richard Feynman’ın herkesin her şeyi öğrenebileceği ve her yaşta insana anlatabileceği fikriyle bulmuş olduğu çok güzel bir teknik. Youtube’da çok detaylı ve güzel anlatımları da mevcut.

Çalışmak var çalışmak var. Etkili bir çalışma için ortamınız ve ruh haliniz oldukça önemli. O yüzden keşkeleri, geçmişleri bir kenara bırakıyoruz ve hayatımıza henüz kelimesini sokuyoruz. Çünkü henüz bitmiş bir şey yok. Güzel bir gün ve halen toprağın üstündeyiz. Yani yapamayacağımız hiçbir şey yok. Homo sapiens’in en önemli özelliği bir çoğuna göre bilinçtir. Ama bana göre insanı insan yapan o bitmek bilmeyen iradesir. Tekerleği bulan, piramitleri yapan ve makineleri icat eden de o iradedir. İradenizi her gün korumalısınız. Bunun için günlük tutmaya bir an önce başlamalısınız. Hem böylece kendinizi tanır hem de her gün ne kadar çalışabilmiş olduğunuzu görürsünüz.

En büyük rakibiniz kendinizsiniz kendinizi asla kimseyle kıyaslamayın, eğitim sisteminin bize dayatmış olduğu o yarışa girmeyin. Her konuyu öğrenmeye çalışın. Öğrendikleriniz anlatın, paylaşın. Bilgi paylaştıkça çoğalır ve güzelleşir O zaman göreceksiniz ki ders çalışmak bile size zevkli gelmeye başlayacak. Her ders ayrı bir mücadele ve bitmesi gereken bir oyun gibi gelecek. Ezberi ve anlatımı herkes yapar. Ama bunları hayata uyarlamak, faydalanmak sadece fark yaratacak insanların işidir. Evet belki dünyayı değiştiremeyeceğiz yaşımız geçti. Bu bilince geç vardık. Ama ben bir eğitimci olarak diyorum ki şu dünyada bir kişiyi dahi değiştirebilirsem kendimi boşa yaşamamış sayabilirim. Çünkü o kişi de önce kendini sonra ise başkalarını değiştirecektir. Değişim rüzgarlarını hissedin ve önce kendinizi değiştirin. Ömer Hayyam’ın da dediği gibi “Cennet de cehennem de kendi içimizde.”

4

Yolunuz bir şekilde buraya düştüyse ve yazının bu kısmına kadar gelebildiyseniz ne mutlu bana. Yazımdaki eksikleri, yanlışları ya da değiştirebilirsin dediğiniz yerler varsa pomakemir@gmail.com adresine mail atmaktan çekinmeyin. Bu değişim yolunda size önermek istediğim hepsi birbirinden değerli belli başlı kitaplar var. Yazımı onların listesiyle sonlandırmak isteyin. Mutlulukla ve değişimle şu anın içerisinde kalın.

Önceki yazım için; https://herhaftayenibirfilm.wordpress.com/2017/01/21/kisa-bir-degisim-hikayesi/

Dale Carneige – Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı

Charles Duhigg – Alışkanlıkların Gücü

Eckhart Tolle – Şimdinin Gücü

Haruki Murakami – Koşmasam Yazamazdım

Carol Dweg – Aklını En Doğru Şekilde Kullan

Richard Feynman – Eminim Şaka Yapıyorsunuz Bay Feynman

Robert Glover – No Mr. Nice Guy

Maksim Gorki – Benim üniversitelerim

Jeff Olson – Keskin Kenar

Oğuz Atay – Bir Bilim Adamının Romanı (En çok etkilendiğim bu oldu kesinlikle okuyun, okutturun.)

 

Yorum bırakın